İçindekiler

12 Ağustos 2018 Pazar

Bir Otizmlinin Gözünden Dünyaya Bakmak: Karanlığın Hızı


"Gözlerin çoğu birden fazla renktedir; ancak genellikle benzer renklerdir bunlar. Mavi gözlerde iki mavi ton olur, mavi ve gri; ya da mavi ve yeşil ya da bir iki tane kahverengi noktası olur. İnsanların çoğu bunu fark etmez. Eyalet kimliğimi almaya gittiğimde, formda göz rengim soruluyordu. Gözlerimdeki bütün renkleri yazmaya çalıştım ancak boşluk yeterince büyük değildi. Bana sadece "kahverengi" yazmam söylendi. Ben de "kahverengi" yazdım ancak gözlerimdeki tek renk bu değil. Bu sadece insanların gördüğü renk çünkü onlar diğerlerinin gözlerine iyice bakmıyorlar."

Karakterimiz Lou ve onun iş arkadaşları otizmli insanlardır, onların zamanından önce yaşayan otizmliler gibi kötü bir durumda değildirler ve onlardan sonra gelen otizm erken tedavisine de yetişememişlerdir. Onlar bu iki neslin arasında kalmışlardır, hayata uyum sağlamaya çalışırlar , sağlıklı bireyler gibi yaşarlar. İşin aslı şudur ki gerçekten de sağlıklıdırlar sosyal ilişkilerindeki farklılıkları hariç görülebilen başka bir anormallikleri yoktur. 


"Bazılarımız diğerlerinden daha fazla sorun çıkarıyor. San Antonio’da büyümüş olan Jorge, bana, eğer beyaz, zengin ve normal değilsen, senin suçlu olduğunu düşünürler, demişti. Büyüme çağındayken defalarca polis tarafından durdurulmuş; on iki yaşına kadar konuşmayı öğrenmemiş ve o günden beri de pek iyi konuştuğu söylenemez. Polisler onun hep sarhoş ya da uyuşturucu etkisinde olduğunu sanmışlar. Kim olduğuna dair bir bileklik takıyor olsa da konuşamadığından bilekliğine bakmak için onu polis merkezine götürürlermiş. Sonra onu eve kendileri bırakabilecekken aile bireylerinden birini bulmaya çalışırlarmış. Anne ve babası çalıştığı için merkezde üç ya da dört saat beklemek zorunda kalırmış."
Otizmli insanların yaşadığı zorlukları onlarla birlikte siz de yaşıyorsunuz. Onlara yapılan haksızlıklar karşısında sinirleniyor, kızıyor, hatta bir farkındalık projesi oluşturmak istiyorsunuz. Ama hepsinden önce siz farkında oluyorsunuz!

" Bunun ne kadar zor olduğunu bilmiyorlar. Umursamıyorlar. Değişmemi istiyorlar. Kafama bir şeyler sokup beynimi değiştirmek istiyorlar. Bunu yapmadıklarını söylüyorlar ancak yapıyorlar."
Her şey ofislerine yeni bir patron gelmesiyle başlıyor. Bu adam acımasız hırslarıyla otizmlilere fazlalık gibi davranır ve onlara bir teklif sunar ya tedavi olup normal insanlar gibi ayrıcalıkları olmadan çalışacaklardır ya da şirketin küçülme politikasından etkileneceklerdir.

Herkes gibi bağımsız yaşayarak güvende olacağımı sanmıştım. Ancak değilim."
Lou ve iş arkadaşları bu konuda ne yapabileceklerini düşünürlerken Bay Aldrin devreye girer. Bay Aldrin otizmlilerin çalıştığı bölümün başıdır ve onlara yardım etmek için elinden geleni ardına koymaz.

"Denemek yapmak değildir."
 Aynı zamanda Lou iyi bir eskrimcidir. Eskrim eğitmenlerinin desteği ile turnuvalara katılır ve ilk defa turnuvaya katılanların arasında 1. sıradadır. Eskrim eğitmeni ve dostu olan Tom , Lou'nun turnuvaya katılmasının ve orada yarışmasının onun hayatındaki diğer problemlere karşı da güçlü kılacağını düşünmektedir ve öyle de olur. Lou kendilerinin beyinlerine yapılmak istenen tedaviyi anlamak için nöroloji öğrenir bu konuda doktor ve Tom'un eşi olan Lucia'nın yardımını ister. Normal bir bireyin öğrenme süresinden çok daha hızlı bir şekilde kavrar ve sorular sormaya başlar. Şirketin doktorları onun bu sorularını ve bilgilerini dikkate almazlar. Büyük işler başarabilecek olan insanların önünün hiç düşünmeden hiç sorgulanmadan nasıl kesildiğini görürüz. Elinizde olmayan sebeplerle yargılanmak ve bir köşeye fırlatılmak ister miydiniz? Bunu hepimiz kendimize sormalıyız..

"Tanrının sana verdiği bir şeyi reddetmemelisin. Ancak ben sana katılıyorum. Tanrının, insanların engellerle doğmasını istemesini anlayamam.”

 "Benim soğuk biri olduğumu ve daha canlı bir ruha sahip olmam gerektiğini söylerlerdi; benimle ilgili hiçbir şeyi anlamazlar ve beni dinlemezlerdi."

 İyilik ve kötülük , karanlık ve ışık, aşk ve nefret, adalet ve haksızlık ... Tüm bunları incelikle dile getiren Elizabeth Moon'a saygılarımı sunuyorum. Bitirmeden önce Lou'nun üstünde çok duraladığı soruları karşınıza getireceğim : Karanlığın hızı nedir ? Karanlık ışıktan hızlı mıdır ?

"Cehalet bilgiden önce geliyor; gelecek şimdiki zamandan önce geliyor. Şu andan itibaren geçmişle gelecek farklı yönlerdeki aynı şeyler ancak bir yönü seçiyorum.
Oraya vardığımda ışığın hızıyla karanlığın hızı aynı olacak."

 "..çünkü ben asla sona varmayacağım, hep ışığın peşinde olacağım.Şimdi artık sorular sorabiliyorum."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder