Özellikle kalitesiz kısa süreli uykunun (6 saatten az) 60 yaş üstü bireylerde yaşam süresini azalttığına yönelik bulgular ile birlikte bu bireylerin kanser, kalp ve damar hastalıklarına yakalanma oranının da arttığı yönünde bilgiler paylaşan Dr. Morita aynı zamanda bireyler arasındaki genetik farklılıkların kaliteli bir uykunun hangi sürelerde elde edilebileceği bakımından çeşitlilik teşkil ettiğini belirtti.
Kısa süreli uyku (6 saatten az) ve uzun süreli uyku (9 saatten fazla) eğer kaliteli bir uykuya neden olmuyorsa eşit oranda bireyde çeşitli sağlık bozukluğuna neden olduğu da raporlarda net bir şekilde görülüyor. Dolayısıyla uyku sürenizden daha çok uyku kalitenizin sağlık açısından önemli olduğu ortaya çıkıyor.
Dr. Morita’nın bahsettiği bir başka önemli bulgu ise genetik çeşitliliğimizin uyku karakterimizin üzerinde etkili olabileceği yönünde, kendisinin gösterdiği raporlarda özellikle az uyumaya meyilli insanların NOS3 VNTR (Nitric oxide sythases) genlerinde polimorfizim tespit edilmiş. Bu sonuç çevre ve gen etkileşimin uyku alışkanlığımızı ne düzeyde etkiliyor konusuna cevap olmasa da, çevresel etkilerin uyku üzerinde genlere göre hala baskın faktör olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Bununla beraber az uyumaya eğilimli olan bireylerde genetik farklılığın olması, acaba uyku süremiz genetik bir miras mı? Sorusunu da gündemimize getiriyor. Bunun tam olarak ispatlanabilmesi için halen alınılması gereken çok yol var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder